21 Nisan 2010 Çarşamba

Nice senelere babacım...

Dün akşam seçkin bi kalabalıkla babamın doğum gününü kutladık... 
Soldan Sağa (hepsi oturuyo yada çökmüş pozisyonda):
ben, sevgilim, ahmet amja(başkan), sevim teyze, adil, babam, ali, dilek, osman...
 Doğum günün kutlu olsun,
Mutlu ol senelerce,
Sana boncuktan kuş yaptım,
Konacak pencerene.
Aslında yaş ilerledikçe başkalarının sizi kutlayarak hatırlatması biraz üzücü olan gün. Abartılı, çığlık çığlığa partiler olmadan, sadece aranıp sorulduğu, hatırlandığı sürece mutlu olunan gün... Bir başlangıç günüdür. 365 günün icinde en fazla ilgi görülen gündür. Diğer günlerden pek bir farkı yoktur. Sadece yıllar önce o gün doğmuşsunuzdur ve hayat devam etmektedir. Ama hatırlanmak güzel şey... Son zamanlarda insanların sms attığı, facebooktan görüp duvarına yazdığı bir halini almaktadır... Facebooktan hatırlama, kutlama sayılmamaktadır...
Ayrıca:
Nasıl banka gecikmiş faturaları alıyosa,
Bizde gecikmiş hediyeleri kabul ediyoruz...
Doğum günü pastası kulakta olur mu? Kulakta bi dilim pasta...
Pasta doğum günü kutlamalarının olmazsa olmazlarındandır... Ritüelidir... Burda bi uyarı yapmam gerekir ki mumu direkt pastaya saplamayın çünkü zamanla eriyen mum pastaya doğru akar ve o dilimi ev sahibinin yemesi gerekir (nezaketen).

Hiç yorum yok: