27 Nisan 2010 Salı

"çilek" ve "çelik" diyarı

23Nisan tatilini fırsat bilip Ereğli'ye gitceğimizi söylemiştim ya, budur onun yazısı:
Çeliğini gördük ama çileğini yiyemedik, sezonu değilmiş. Yiğit abi saolsun manavdan çilek alarak isteğimizi bastırdı en azından.
Babamla ve arabayla gittik. İstanbul'dan gitmesi çok kolay: 2. köprüden geçip TEM'e giriyorsunuz... Ardından Düzce çıkışına kadar devam ediyoruz... Düzce şehir merkezine girmeden, yeni yapılan yoldan direk Akçakoca, Ereğli ve Zonguldak tabelalarını takip ederek, Akçakoca ve Alaplı üzerinden 2 sigara molalı yaklaşık üç buçuk saatte varıyorsunuz. Şansımıza hava süperdi. İyiki şortla gitmişim... Yolda bi süre sonra İstanbul radyoları çekmemeye başladı bizde yerel radyoları tercih ettik tabikiyle. Radyolardan aklımda kalan Alaplı radyosu oldu. Adını hatırlamıyorum ama frekansı aklımda: 92.4. Dinlediğimiz süre boyunca 4-5 tane apaçi dj onur mixi çalarak, Alaplı gençlerinin müzik tarzını anlamamızı sağladı. Bi ara TRT Fm dinliyoduk bu linkteki güzel şarkı çaldı bence dinleyin.
Tekirdağ merkez ile benzer bir yerleşimi var Ereğli'nin. Zonguldak'ın gördüğüm ilçeleri arasında il olmayi en çok hakedeni(Çorlu misali) ama, burası yada Çorlu il olsaydı Zonguldak yada Tekirdağ diye bir şehrin olmasına gerek kalmazdı sanırım. Kısaca Kdz. Ereğli olarak da bilinir. Belediye başkanı cana yakınlığı ve magazine olan ilgileriyle ilçeyi hep gündemde tutmuştur. Geçen yaz hamsi festivalinde kameralar önünde Posbıyık başkan halka kendi elleriyle hamsi dağıtmıştı mesela. Aynı sene içerisinde 3 festival yapılır. Haziran ayında "Çilek Festivali" temmuz ayında uluslararası "Sevgi, barış, dostluk festivali" ve aralıkta "Hamsi festivali"... Söylentiye göre Belediye Başkanı Posbıyık, Michael Jackson'dan ölmeden önce Ereğli'nin bir festivaline katılmak için söz almıştır. Tüh be... Ereğli, şimdiye kadar gördüğüm yerler içinde kişi başına en çok otomobil düşen ilçemizdir bu arada.
Sahil kenarında olmasının avantajını kullanmaktadır. Şehir girişinde irili ufaklı tersaneler var. Eskiden balıkçı tekneleri yapılırken şimdilerde elektrik aksamı dahil olmak üzere büyük boyutlarda yük gemileri yapılıyormuş... Şehirde kıyı şeridinde parklar, çay bahçeleri, yürüme yolları var. Tam piyasa mekanı. Günü birlik geziler için idealdir Ereğli.
Yemek konusunda balık,pide gibi iki farklı ve güzel seçiminiz vardır. Biz ilk gün şehir içindeki limanda, (gümrüğün yanında) Engin Balıkçılık'ta kalamar, mezgit, barbun, levrek gibi su ürünlerinden oluşan ziyafet yaptık. Rakıyı söylememe gerek var mı ki? Sonraki günde pide yedik. Pide zayıftı bence geçende yediğimiz yer daha güzeldi. Pideyi zayıf geçiyorum o yüzden(:
Futbol dışında sporlara verdikleri destek şaşırtıcıdır. Halkta yapılan yatırımları boşa çıkartmamaktadır. Yiğit abide basketbol takımı maçlarına kombine bilet alarak destek olmuştur. Halk baya alakalı yapılan maçlarla. Ereğli'ye önceden gittiğimizde Yiğit abi bizi basket maçına götürmüştü bu sefer gidişimizde şansımıza Efes Pilsen ordaydı fakat programımıza uymadı (sağlık olsun).
Erdemir gibi Türkiye'nin büyük ve öncü kuruluşların dan birinin bulunduğu ve hayat verdiği ilçedir. Erdemir Türkiye'nin en büyük demir çelik fabrikasıdır. Önceleri nüfusun %75 i bu fabrikada çalışırmış. Yiğit abilerin evin nüfusunun %33'ü orda çalışıyor. Yakında oran düşüceğe benziyo(: 
Girişinde "Çileğin en lezzetlisi, çeliğin en sertinin kenti ereğli'ye hoşgeldiniz" yazıyor...
Not: Babamında avantajını kullanarak bu sefer gayet iyi ağırlandık. Seviyorum Ereğli'ye Yeşim apla hamileyken gitmeyi, çünkü Yiğit abi yapıyor çoğu istediklerimizi... Yeşim aplaya yük olmuyoruz...
Teşekkürler Yiğit abi(:

Hiç yorum yok: