12 Haziran 2010 Cumartesi

Dünya Kupası 2010 - Güney Afrika

World Cup 2010 dün Johannesburg'da başladı... France '98 den itibaren bilinçli şekilde ilzedim ve hatırlıyorum Dünya Kupalarını. 98'den Bergkamp'ın Arjantine attığı goller ve taraftarın sevincini, 2002'den de İlhan Mansız ve Türkiye Milli Takımını, 2006'dan da Zidane'ın Materazzi'ye attığı kafa aklımda kalan ve unutmayacaklarım diyebilirim. Bakalım bu senenin "Büyük Partisi"nden aklımızda neler kalacak.
Bu kupanın en önemli özelliği Afrika kıtasında ilk defa düzenleniyor olması sanırım. Burdan duyduğumuza göre Afrikalıların maçlara pek ilgi göstermiyeceğini sanıyoruz. Param olsa ben burdan giderdim kesin. Ama parası olan ve tribünleri dolduran Afrikalılarda tribünlerde rengarenk atmosfer oluşturacaklardır.
Maçlarda çalınan Vuvuzela biraz sinir bozucu geldi bana. Maç boyunca sürekli arkadan gelen sinek sesini duymak rahatsız edici gerçekten. Ama bunu şöyle değerlendirebiliriz: Adamların yarattığı kendilerine has atmosfer diyebiliriz. Türkiye'de maç boyunca ayakta maçı izleyip bağırmak yada Avrupa'daki gibi maç boyunca oturduğu yerden gerektiğinde bağırarak veya sadece kaçan pozisyon sonrası "huuuv" diye ses çıkarmak nasıl normalse onlarda da vuvuzela sesi normal ve onlara has birşey.
Her turnuva sonrası yıldızı parlayan, değerine değer katan futbolcular çıkıyor tabikiyle. Bu sene kimler olabilir? Muhtemelen finale yada yarı finale kadar giden takımdan çıkar bu topçu. Benim adaylarım baya var sanırım:
Mesut Özil (Almanya-22)
Luis Suarez (Uruguay-23)
Jesus Navas (İspanya-25)
Alexis Sanchez (Şili-22)
Miroslav Stoch (Slovakya-21)
Victor Obinna (Nijerya-23)
Di Maria (Arjantin-22)

Hiç yorum yok: